29 Ekim 2010 Cuma

Sosyoloji mi? Hadi artık vazgeçelim...

"Bir değerler sistemini sürdürebilmek ve aktarabilmek için insanlar yumruklanırlar, itilip kakılırlar, tutukevlerine yollanırlar, toplama kamplarına atılırlar, kandırılırlar, rüşvetle satın alınırlar, kahraman yapılırlar, gazete okumaya özendirilirler, bir duvar dibine dikiltilip kurşunlanırlar ve hatta bazen onlara sosyoloji öğretilir"
Barrington Moore Jr.

26 Ekim 2010 Salı

Tez yazmak


Koca bir günün sonunda hiçbir şey yazmak. Tüm o saatlerin sonunda boş bir sayfaya bakmak. Vazgeçmek. Dostları arayıp “hadi içelim” demek. İçerken aklına fikirler gelmesi. Yanında not defteri olmaması. Fikirleri def etmek. Yan masadaki esmeri tercih etmek. Adı neydi? Her neyse...

Tanrı dünyayı altı günde yarattı ama ben altı aydır tezimi bitiremedim. Annem haklıymış, benden Tanrı olmazmış.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Neden geldim?

"Çok iyi bildiğim şu yanıtlanamayan öteki soru, neden geldiniz, sorusuna da, değişmek için, ya da, ben değilim, ya da, rastlantıyla, ya da güneşli uzun yıllar görmek için, ya da, Yazgı, diye yanıt veriyordum, duyumsuyorum geldiğini başka bir sorunun, gelsin, hazırlıksız yakalanmayacağım nasılsa. Her yanımı gürültü sarmış, ağzına kadar dolu bataklığın emip duruşu sürekli, dalgalanan dev eğreltiotları, dingin uçurumlar barındıran fundalıklarda boğulan rüzgâr; yaşamım ve bildik nakaratları.

Görmek için, değişmek için, hayır, görecek bir şey kalmadı, gözlerim kızarana kadar, gördüm her şeyi, kötülükten kaçma olanağı da kalmadı, kötülük yapıldı, kötülük yapılmıştı bir gün, kendi yoluna gidecek olan, kendi yoluna gitmelerine izin verdiğim ve beni buraya sürükleyen ayaklarım beni dışarı sürüklediği gün yapılmıştı, işte bunun için geldim"
Samuel Beckett

21 Ekim 2010 Perşembe

Kötülük, kendi istemlerini öne çekme halidir.

Bazı durumlar vardır, ne yapmanız gerektiği bir türlü aklınıza gelmediğinden etrafınıza bakarsınız. Herkes susarak sizin yüzünüze bakar, yapılması gereken şey onların istediği şeydir. “Doğru” olandır. Dudağınızdaki ilk heceler onların bütün beklentileri karşılamalıdır. Bu bazen bir kabile reisinin, bazen de kurban olarak sunulan bakirenin çaresizliği ile aynı şeydir. Ne olduğunuzun önemi yoktur, “onların” sizden beklediğini yapmadığınız sürece “kötü” olursunuz.

Bu türden deneyimlerin içerisinde kötü olabilmek pek de zor değildir aslında. Fakat ısrarla karizmatik bir “iyi” olmak isteyenlerin önünde sonunda başına gelecek olanlar şunlardır: Kötü olmamak için “menekşe paralarının” hortumlanmasına göz yumar, kötü olmamak için “müsait değilim” diyemez, “işim var” diyemez, “taksi tut” diyemez, “seni sevmiyorum” diyemez, “ayrılmak istiyorum” diyemez. Kötü olmamak için “hayır, istemiyorum” dahi diyemez.

Kötü olmamak için iyi olmak zorunda kalmak ciddi bir kişilik bölümlenmesine neden olabilir. Mesela bu şartlar altında “iyi” olarak kendisini Tanrı’nın Oğlu sanan bir adam, yeterince içtiğinde bizzat Tanrı’nın kendisi olduğuna inanarak “kötü” olur. (Cahit örneği). Bunda şaşılacak bir şey yoktur.

15 Ekim 2010 Cuma

Etme



Ey makamı var ile yokun üzerinde olan,
Sen varlık sahasını terk ediyorsun, etme!

Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme!

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer,
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme!

Celaleddin Rumi

11 Ekim 2010 Pazartesi

1 Mayıs’ı tünelde kutladık

"Keyfimiz yerinde, destekler işe yaradı araçlar geçerken ses
oluyor ama toprak akmıyor. Tünelimiz 80 metreye geldi ve
günlerden 1 Mayıs 1987. Belki de dünyadaki en ilginç 1 Mayıs
kutlamasını yapacağız. Cezaevinin 5 metre altında 80
metrelik bir tünelin içinde, tam 1 Mayıs’ın özüne uygun, birlik,
dayanışma ve mücadelemizin göstergesi olan tünelimizde
kutlayacağız 1 Mayıs’ı. Kutlama olarak da, “Bir günde bugüne
kadar kazdığımız en uzun mesafeyi kazarak kutlayacağız!”
dedik, “Böyle şartlarda kutlanılan 1 Mayıs’ın kutlaması
da böyle olur!” diyerek dediğimizi yaptık ve en uzun mesafeyi
kazdık: 135 santim. Tam 150 torba toprak çıktı. Harika
bir kutlama. Harika bir azimle bunu başardık. Zannederim
dünyanın en ilginç yerinde, en ilginç 1 Mayıs kutlamalarından
birisini hayata geçirdik."

Yine Kazacağız, Yine Kaçacağız - İletişim.

take your soul

5 Ekim 2010 Salı

sergüzeşt.

bırak anlatayım sarhoşum öyle
sarhoşu da geçtim nolacak böyle
hayatlar içinden hayat seçmişim
hiçbişey fark etmez kendimden geçmişim

şair giden geminin ardından bakar ya
bakar da kendini zora sokar ya
bazen bi itin duası tutar ya
çok uzaklarda o gemi batar ya

ahhh beni unut
bitir beni
gidiyorum
ya unuttum
ya vazgeçtim
bilmiyorum

yarim ateş olmuş içinden geçmişim
kim ektiyse ekmiş ama ben biçmişim
hiç boşalmadı ki bardak hep dolu
her şeyin bir sonu yok başka yolu

şair giden geminin ardından bakar ya
bakar da kendini zora sokar ya
bazen bi itin duası tutar ya
çok uzaklarda o gemi batar ya

ahhh beni unut
bitir beni
gidiyorum
ya unuttum
ya vazgeçtin
bilmiyorum



1 Ekim 2010 Cuma

Kara İklimi İklim Değildir!

8 yıl Konya'da, 3 yıl Ankara'da yaşamış ve gelecekte en az 4 yıl Niğde'de yaşamak zorunda olan bir insan olarak söylüyorum: KARA İKLİMİ İKLİM DEĞİLDİR!